Futbol ve Şirketleşme
Milliyet Ege Spor Müdürü Mehmet Demirtaş, İzmir sporunun gündemini "Açık Tribün" köşesinde tutuyor...
Bu hafta, futbol kulüplerinin şirketleşmesinin önemine vurgu yapmak istiyorum. Bildiğiniz gibi, Türkiye’de spor kulüpleri, Dernekler Yasası’na göre işletiliyor. Halka açık kurulan şirketler ise, Sermaye Piyasası mevzuatına tabi ve burada sadece futbol şubesi halka açılıyor. Kulübün geri kalan asıl büyük kısmında denetim zorunluluğu bulunmuyor.
Sistemin en büyük handikapı, yöneticilerin derneğin borçlarından dolayı sorumlu tutulamaması. Kulüplerin borç batağı içinde olmalarının sebebi de bu.
Şirketleşmeyen, kulüpler yok olmaya mahkûm. Şirketleşmenin, dünya üzerinde başarılı örnekleri var. Örneğin İngiliz devi Chelsea’nin sahibi Rus işadamı Roman Abrahamoviç, bir başka İngiliz temsilcisi Manchester City’nin sahibi BAE’li Şeyh Mansur bin Ziyad, Fransız kulübü PSG’nin sahibi Katarlı Nasser al Khelaifi…
Şirketleşmeye giden spor kulüplerinde, hem idari açıdan hem de sportif açıdan başarı artıyor. Başarı da, gelir-gider dengesi de, kâr-zarar tablosu da doğrudan kulübün sahibini ilgilendireceği için, başkanların takımı borç içinde bırakıp kendilerinden hesap sorulamamasının yolu kapalıdır.
Şirketleşme modeli, uygulandığı kulüplere kurumsallaşma-profesyonelleşme anlamında ve gelir artışı olarak iki önemli avantaj kazandırmıştır.
***
Kulüpler günümüzde, futbolun ticarileşerek kendi endüstrisini yaratması, küresel anlamda bir pazar olması nedeniyle, profesyonelleşme, kurumsallaşma, gelirlerini artırma, sermaye piyasalarından daha ucuz ve daha uzun vadeli fonlar sağlayabilme gibi amaçlar için, şirketleşmeyi ve halka açılmayı tercih etti.
Bilet ve büfe geliri gibi klasik gelirlerin yerini ulusal ve uluslararası medya gelirleri, sponsorluk, reklam, ticari ürün ve isim hakkı gelirleri gibi, daha çok endüstriyel niteliği olan ve katma değer yaratan kaynaklar aldı. Buradan yola çıkınca, dernek statüsündeki kulüpler için tek çözüm şirketleşmeden geçiyor.
***
Bu bağlamda, yeni bir örnek olarak Bucaspor’u ele almak istiyorum.
İzmir’i 8 sene öncesine kadar Süper Lig’de temsil eden Bucaspor, idari ve maddi sorunları aşamadı. Ekonomik krizler, transfer yasağı ve puan silme cezalarıyla boğuşan 91 yıllık kulüp direnemedi ve 35 yıl sonra Amatör Lig’e geriledi.
Başarıya odaklanan genç başkan Cihan Aktaş, geçen sezon 3. Lig’de yer alan Tire 1922 Spor’un yarışmacı haklarını satın aldı ve kulübü şirketleştirdi, yeni sezonda 3. Lig 1. Grup’ta Cİ Group Bucaspor olarak mücadele etmesinin önünü açtı. İşi kolay değil.
2019-2020 futbol sezonu, pazar günü başladı. Takım, iyi bir hazırlık dönemi geçirdi diyebiliriz. Çünkü, diğer rakiplere göre daha önce çalışmalara başladı ve transfer politikasını da buna göre belirledi. Bulunduğu ligin çok üstünde oyuncuları almaya çalıştı. Doğrudan şampiyonluğa oynayacak takım kurdu da diyebiliriz.
Bucaspor, ilk maçında geçen sezon Ankara Adliyespor adıyla mücadele eden ve bu sezon şirketleşerek Çankaya FK ismini alan rakibiyle Buca Arena’da karşı karşıya geldi. Ci Gruop Buca, fırtına gibi esti ve Çankaya FK’yi 4-2 yenerek maratona galibiyetle başladı.
***
Genç başkana nacizane önerilerim olacak… Yüksek koltuklara oturanların birçoğunun, işler iyi gidince egoları tavan yapar. Bunun örnekleri maalesef geçmişte yaşandı. Sade ve mütevazı olmakta her zaman fayda var. Başkan, böylelikle farklı görüşteki insanların da takdirini kazanacaktır.
Şunu unutmamak gerekir, şövalye, atlı, iyi bir savaşçıdır. Ancak tek başına asla başarılı bir sonuç alamaz.
Başkan Aktaş’ın da çalışacağı ekibi seçerken, geçmişlerine bakması, farklı kesimlerin de görüşlerini alması gerekir. Koltuk sevdalılarıyla değil; iş üreteceklerle, katkı koyacaklarla yol arkadaşlığı yapması lehine olacaktır.
Aktaş, elbette bugüne kadar yaptıklarıyla Bucaspor Kulübü adına farkındalık yaratmayı başardı. Ancak bundan sonraki süreç o ve ekibi için çok daha önemli. Dikkatli olmakta fayda var.
Son sözüm, Buca’nın önde gelenlerine… Sayın Kaymakamımıza ve Belediye Başkanımıza, maçlara gidip takımı izlemelerini tavsiye ediyorum. Onların statta yerlerini almaları, taraftarın coşkusunu da artıracak, takımın sahipsiz olmadığını herkese gösterecektir.