Milliyet Ege’den 90+3 “Altay’dan harika geri dönüş”
Milliyet Ege'nin usta kalemleri, haftalık analizleri ve yorumları ile İzmir takımlarını değerlendiriyor...
Bülent Buda: Altay, aklın yoluna dönüş yapınca, oyunda da skor tabelasında da toparlanıyor. Oyunun ilk yarısında oyun alanı dizilişi şaşırtıcıydı. Tatos, Kerim, Segbefia 3’ü bir arada fazla değil mi? Üstüne bir de iki ucuz gol. İkinci yarı, dokunuşlar başlayınca alan açıldı. Kerim kendini kanattan hücumun ortasına çekerek siftahını yaptı. Kanatlarda ne işi var Kerim’in? Oyuna Yılmaz, Turgut Doğan katıldı. Putsila dengesini buldu. O kalabalık ceza alanı içerisinde topla dans eder gibi önünü açıp yaptığı vuruşlarda o toplar ağlarla kucaklaşmayı hak ediyordu. Bir futbol takımı hakemin bitiş düdüğünü üflemedikçe vazgeçmiyorsa, işte o takımdır. Altay, ikinci 45’te oyunuyla bunu kanıtladı. Elbette Marco. Bu takımın son yıllarda yaşadığı en anlamlı güzellik Marco. Ya o olmasaydı?(!)
Fatih Tanfer: Altay, deplasmanda oynadığı Karagümrük maçında ilk düdükten itibaren fiziksel mücadeleye dayalı bir oyun oynadı. İkinci yarıda Altay, tüm riskleri aldı. 48. dakikada Kerim Avcı’nın golü de elbette büyük moral verdi. Gol sonrası takım halinde düşünce, ruh ve hırs anlamında çok pozitiflerdi. Merkezden hücuma gelen destek ile de Karagümrük alanına yerleştiler. Yalçın Hoca, Yaser’i oyuna alıp rakip defansı iyice zorladı ve uzatmalarda hep aksiyonu, golü düşünen kral Marco, oyun zekasını ve özel oyuncu olduğunu gösterdi. Golünü atıp Altay’ın hem bir puan almasına hem de moralinin yükselmesine neden oldu.
Mehmet Demirtaş: Altay, bu maçı adeta iki ayrı takımla oynamış gibiydi. İlk yarıda vasatın üstüne çıkamayan bir takımken, ikinci yarıda bambaşka bir görüntü sergiledi. İkinci yarıdaki oyun, puanı sonuna kadar hak etmişti. Hem fiziksel hem mental olarak zor bir maça çıktılar. Son olarak Marco şimdiden efsaneler arasına ismini altın harflerle yazdırdı bile. Altay’ın başka Yalçın hoca olmak üzere rehavete kapılmadan bu sene bu işi bitirmesi gerekiyor.