“Geçmişten günümüze değerlerimiz konuşuyor” Akın Uzun, “İzmirspor aşkı beni hayata bağladı”

Milliyet Ege Spor Servisi, yine bambaşka bir yayın formatı ile sizlerle. Türk futbolunun ve İzmir futbolunun iz bırakan isimlerini, Milliyet Ege Spor Müdür Mehmet Demirtaş ve yazar Fatih Tanfer, sizlerle buluşturuyor.

  • Mavi beyazlıların minik takımında başladığı futbol serüvenini, 16 yaşında çıktığı A Takım’la sürdürdü. Talihsiz bir trafik kazası sonucu kariyerini noktalasa da futbola olan sevdası, hoca olarak devam etti. O, Şimşekler’in efsanesi Akın Uzun…
  • “Şimşek, eski günlerine dönmeli. Geçmişte olduğu gibi yine futbol ekolü olmalı. En önemlisi ise profesyonel liglerde tekrar boy göstermeli”
  • ”Türk futbolunun gelişimi, altyapıya verilen önemle artacak. Başarılara imza atmak için geleceğin genç yeteneklerini iyi seçmeli ve onları iyi eğitmeliyiz”

Koronavirüs salgını nedeniyle spor müsabakalarına verilen arada Milliyet Ege Spor Müdürü Mehmet Demirtaş ve usta kalem Fatih Tanfer, tarihin tozlu yapraklarını sizler için karıştırmaya devam ediyor. “Geçmişten Günümüze Değerlerimiz Konuşuyor” köşesiyle Türk futboluna hizmet etmiş, İzmir sporuna adını altın harflerle yazdırmış isimlerin hikayelerini, siz sporseverlere sunuyor. İzmirspor’un minik takımında kaptanlık yaptı, 16 yaşında A Takım’a kadar yükseldi, geçirdiği trafik kazası sonrası futbola erken yaşta veda etti. Çok sevdiği İzmirspor’da menajerlik ve kulüp müdürlüğü yapan Akın Uzun, spor yaşantısını, unutamadığı anılarını, Türk futbolunun bugünkü durumunu sizler için anlatıyor. Keyifli okumalar…

  • Sevgili Akın Uzun, bize kendinizden bahseder misiniz?

5 Aralık 1956 yılında İzmir’de doğdum. 1969-70 sezonunda İzmirspor minik takımında kaptanlık yapmaya başladım. 1975 senesinde hem İzmir’de hem de Türkiye’de şampiyonluk yaşadık. 16 yaşımda da İzmirspor A Takımı’na çıktım. Çok iyi performans sergiliyordum. Büyük kulüplerin radarına girmiştim. Ancak Çeşme’de yaşadığım trafik kazası sonrası bu transferler gerçekleşmedi. Maddi ve manevi olarak çok zor zamanlar yaşadım. Futbolu çok sevdiğim ve uzak kalmak istemediğim için antrenörlük diploması aldım. 1986-88 seneleri arasında Çeşme’de antrenör oldum. Yine burada menajerlik görevinde bulundum. 2000-2005 arası dönemde İzmirspor’un kulüp müdürlüğü ve menajerlik gibi sorumluluklarını üstlendim.

  • Unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?

1978 yılında şampiyonluğu kaçırmıştık. Edirne deplasmanında 4 tane golümüz sayılmamıştı. Çok gergin bir maç oynamıştık. Bu gerginliğin üzerine 4 golümüz de sayılmayınca bizim için çok zor gündü. O sene şampiyonluk yaşamış olsaydık ben, çok daha iyi işlere imza atacağımızı düşünüyorum. Çünkü bizler ve bizden sonra gelen altyapı oyuncuları çok yetenekliydi. Zaten İzmirspor’dan çok iyi futbolcular çıktı. Tesislerimiz yeniydi. Boşuna İzmir’in en iyi kulübü değildik. İyi bir altyapıya sahiptik. Her şey güzel gidiyordu ki bir yaz yaşadığım kaza, futbolculuk yaşantımın bitmesine sebep oldu. Tabi bunu da hiçbir zaman unutamıyorum.

  • Yeni nesile önerileriniz var mı?

Öncelikle gençlerimiz, ne iş yaparlarsa yapsınlar işlerini sevmeliler. Yaptığınız işi sevmezseniz başarılı olabilir misiniz? Bir de bu işin püf noktası kesinlikle çalışmak. Çalışkan futbolcular her zaman bir adım daha öndedir. Yeteneğinizin üstüne giderek çalışmalısınız. Bizler, Türk futbolunun yokluk dönemlerinde çok çalıştık ve bugünlere geldik. Şimdinin gençleri ise ellerindeki her fırsatı sonuna kadar kullanmalı, yeteneklerini eğitimle birleştirmeliler. İsteyip de başaramayacakları hiçbir şey yok…

  • Türk futbolunun bugünkü durumunu değerlendirir misiniz?

Yöneticilik yaptığım zamanlarda gördüm ki altyapıya gerçekten gereken değeri veremiyoruz. Menajerler aracılığıyla kolaycılığa kaçarak oyuncu transferlerini yapıyoruz. Oyuncularımızı tüm yıl izlemeliyiz. Aile yapısı nasıl, yaşantısı nasıl bunun takibini yapmak gerekiyor. Altyapı antrenörlerine de maaşların az verildiğini düşünüyorum. İyi maaş verilse altyapı daha iyi yerlere gelecektir. Güzel bir sistem oturtmalıyız. Ancak bunu yapamıyoruz ve kulüplerimiz batma noktasına geldi. Yönetimsel de hatalar var. Kalem kalem liste çıkarmalılar. Kulüp yöneticiliği ayrı, iş adamlığı ayrıdır. Herkes işini yapsın. Futbolu bilmeyen insanlar bu camiada olursa dayanamayız. Özellikle koronavirüs salgını sonrası görünen o ki Türk futbolunda çok şey değişecek. Zaten çoktan değişmeliydi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

İlgili Haberler

Başa dön tuşu