“Geçmişten günümüze değerlerimiz konuşuyor” Necati Vural, “Koronavirüs sonrası futbolda devrim yapılmalı”

Milliyet Ege Spor Servisi, yine bambaşka bir yayın formatı ile sizlerle. Türk futbolunun ve İzmir futbolunun iz bırakan isimlerini, Milliyet Ege Spor Müdür Mehmet Demirtaş ve yazar Fatih Tanfer, sizlerle buluşturuyor.

  • Futbolla Almanya’da tanıştı. Türkiye’ye döndükten sonra Menemenspor, Balıkesirspor VE Ödemişspor’da oynadı. Tam 13 yıl Manisaspor formasını giydi. 15 yıl Foça Masterler takımını yönetti. Karşıyaka’nın 50 yaş üzeri karma takımında antrenörlük yaptı. O, hayatını çok sevdiği futbola adayan Necati Vural
  • ”Pandemi sebebiyle gelirleri düşen kulüplerimiz, tek tek altyapılara ve kendi özkaynak modeline dönüyor. Bu Türk futbolunda yeni bir dönemin başlangıcı olacak”
  • “İzlanda, Güney Amerika ve Afrika’dan oyuncu getirmek yerine, Türkiye’deki genç yetenekleri bir mücevher gibi işleyip kazanmak gerekiyor”

Koronavirüs salgını nedeniyle spor müsabakalarına verilen arada Milliyet Ege Spor Müdürü Mehmet Demirtaş ile usta kalem Fatih Tanfer, tarihin tozlu sayfalarını sizler için karıştırmaya devam ediyor. ‘Geçmişten Günümüze Değerlerimiz Konuşuyor’ köşesiyle Türk futboluna hizmet etmiş, Ege sporuna adını altın harflerle yazdırmış isimlerin hikâyelerini siz sporseverlere sunuyor. Profesyonel futbolculuk kariyerine Almanya’da başlayan, Manisaspor’a 13 yıl hizmet eden, 8 yıl kaptanlık pazu bandı takan, Manisaspor camiasına aşık Necati Vural, futbol geçmişini, daha önce anlatmadığı hikayelerini, yeni nesile önerilerini, Türk futbolunun bugünkü durumunu sizler için anlattı. Keyifli okumalar…

  • Sevgili Necati Vural, bize kendinizden söz eder misiniz?

1954 yılında Malatya’da doğdum fakat Foça’da büyüdüğüm için kendimi Foçalı hissediyorum. Futbolculuk kariyerimde ilk lisansım 14 yaşımda Almanya’da çıktı. Türkiye’de Menemenspor, Manisaspor, Balıkesirspor, Ödemişspor gibi takımlarda oynadım. Futbolculuk yaşantımın 13 senesi Manisaspor’da geçti. Bu 13 senenin 8 senesinde siyah beyazlı kulübün kaptanlığını yaptım. Bu camiayı, bu kulübü çok sevdim. 15 sene Foça Masterler takımını yönettim. Ayrıca Karşıyaka’nın 50 yaş üzeri karma takımında antrenörlük görevinde bulundum. Foça’da bir de cafe açtım. 35 sene esnaflık yaptım.

  • Unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?

Profesyonel olduğum ilk yılımda ilk hocam Göztepe’nin efsane antrenörlerinden Gürsel Aksel’di. Kendisinin de ilk antrenörlük deneyimleriydi. Üzerime çok düşmüştü. Bana, “Seni çok iyi bir futbolcu yapacağım” derdi. Ben de bunları duyunca çok mutlu olurdum ama yaptığım hatalar ve Foça’ya olan ilgim, beni istediğim seviyeye çıkaramadı. Daha iyisi olabilirdi. Futbol oynarken çok golcü bir oyuncu değildim. Asistlerim daha çoktu. Denizlispor’la oynadığımız bir karşılaşmada kafayla gol atmıştım. Sanıyorum ki kariyerimin ilk ve tek kafa golüydü. Denizlispor kaptanı Ekrem, hava toplarına hakim, fiziği yerinde bir oyuncuydu. Gönderilen topta onun üzerinden kafa vuruşunu yaptım ve topu filelerle buluşturdum. Öte yandan, Manisaspor’la küme düşmemek için mücadele ettiğimiz bir sezonda Kırklarelispor ile kritik bir mücadele oynayacaktık. Onlar da düşmemek için müthiş bir çaba harcıyorlardı. Son 2 hafta Kırklarelispor puan tablosunda öndeydi. Bizim maçtan önceki hafta Mersin İdman Yurdu ile oynamışlardı. Yaşanan saha olayları nedeniyle bizim mücadele, tarafsız saha olan Bolu’ya alınmıştı. Öyle tahmin ediyorum ki onların cezası olmasa ve biz deplasmana gitsek büyük ihtimalle kaybedecektik. Tarafsız sahada oynadığımız karşılaşmayı 1-0 yenmiş ve çok değerli 3 puanı hanemize yazdırmıştık.

  • Yeni kuşağa önerileriniz var mı?

Bizlerin döneminde futbolculukta para yoktu. Şimdi ise anormal ücretler konuşuluyor. İçinde futbolcu olma isteği olan oyuncularımıza çok çalışmalarını öneriyorum. Bu işin olmazsa olmazı çok çalışmaktır. Kesinlikle de hayal kurmaları gerekiyor. Sadece parayı da düşünmemeliler. Başarılı bir futbolcu olmayı, ülkemizi yurt dışında temsil etmeyi, Türkiye A Milli Takım’a da katkı sağlamayı hedeflemeliler. Çok güzel yerlere gelmek için de az önce ifade ettiğim gibi çok çalışmalılar. Cengiz Ünder, Çağlar Söyüncü, Merih Demiral gibi bu ülkenin yetiştirdiği yetenekli oyuncuları örnek almalılar. Onlar da buralara çok çalışarak geldiler.

  • Türk futbolunun bugünkü durumunu değerlendirir misiniz?

Türk futbolunun geçmişinde çok büyük hatalar yapıldı. Harcanan yüksek ücretler, yanlış transferler, takımlarımızı borca sürükledi. Bu konuda virüs sonrası için biraz daha umutluyum. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Bu virüs, Türk futbolu adına bir milat. Kulüplerimizin boşa harcama yapacak imkanları kalmadı. Altyapıya yönelimin artacağını düşünüyorum. Zaten bu durum böyle olmalıydı. Çok yetenekli genç oyuncularımız var. Bir kenarda çürüyüp gidiyorlar. İzlanda, Güney Amerika, Afrika gibi ülkelerden oyuncu getirmek yerine Türkiye’deki oyuncuları tanımak gerekiyor. Biz bunu yapamıyoruz. Gerçekten gençlerimizin çok yetenekli olduğunu düşünüyorum. Onları her açıdan eğitmemiz gerekiyor. Bunun en güzel ve belki de eşi benzeri olmayan bir örneğini Altınordu’da görüyoruz. Sayın Seyit Mehmet Özkan, inanılmaz işlere imza atıyor. Ayrıca, Avrupa Şampiyonası’nda Çağlar, Merih, Cengiz, Cenk gibi yıldız isimlerimizle çok iyi yerlere geleceğimizi düşünüyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

İlgili Haberler

Başa dön tuşu